Sitenin sağında bir giydirme reklam
NEMS
İmran Ünal Er
Köşe Yazarı
İmran Ünal Er
 

Erken

Erken kalkan yol alır furyasına alkış tutan cinsten bir gün bugün. Saat şuan 08:20 ben günlük işlerimin çoğunu bitirmiş çayımı yudumluyorum. Zamanın ne kadar güçlü etkili bir öğretici olduğu konusunda şüphem yok.   Tımar ediyor adeta hadsizliklerimizi. Zamandır aslında bizim terbiyecimiz ve arsızlıklarımızı terbiye eder yılmadan. Arsızdır insanoğlu, doymaz verilenlerle! Acele bir tavırla saldırdığımız şeyleri alır bizden zaman ve vermez. Bekletir, öğretir, bazende vazgeçtirir taptıklarımızdan. O yüzden der bilge büyükler ‘’ zaman her şeyin ilacıdır’’ diye. İlaç olur acılara haksızlıklara en çok da duygulara.   Zamanı en hor kullanan insanlardanım aslında. Koca bir günü bir koltuğa yapışarak savsaklayarak geçirdiğim günlerim olmuştur. En çok sevdiğim ve ruh halimi bir anda bilinmeyenlere sürükleyen tek üründür kum saatleri. Hiç kum saati izlediniz mi? Zamanın akışının simgesi olan kum saatinin akışını uzun sure takip ettiniz mi? Kum taneciklerinin yarışırcasına süzülüp akıp gidişi zamanın ne kadar hızlı aktığını işliyor adeta beynimize. İzledikçe işte bitiyor gidiyor evhamlarına kapılıyor insan.   Her zaman savunduğum şeydir iz bırakmak. Bu Dünya’ya geliyoruz ve uzun gibi görünse de kısa vadeli bir misafiriz ve gözümüz hep kapıda. Gideceğimiz ana odaklanmakta kıymetsizleştirir zamanı, zamanın tadına bakmaktır sürekli birşeyler için çabalamak. Hiç birşey yapamıyorsan kesinlikle ölmeden önce, asırlarca insanlara gölge olabilecek bir ağaç dik ve uğraş kendini geliştirmek uğrunda; Ufkunu açmak için oku, hmek için dokun, anlamak için acı çek , mutlu olmak için iyilik yap, bir çocuğun gözlerine bak, bir kuşu besle, denizin tuzuna bulan, toprakla kirlen, güneşle yan, yağmurla yıkan, boş bir kağıda birşeyler karala, kahveni yudumladıktan sonar gözlerini kapat derin bir nefes al, yürü, bazen koş, bazen kaldırımlara otur, sev, sevmeyi sev, segiliyi sev, yapraklardaki çiğ damlalarını sev, en önemlisi samimi ol keza bu saydıklarımın hepsini hissedebilecek yürek, samimiyet ister. Samimi olmayan herşeyi hayat geri kusar. Kendi pisliğinde boğar seni. Zaman akacak tutmaya çalışma sadece yaşa ve asla iz bırakmadan terketme bu Dünya’yı bir ağaç dik gölgesinde çocuklar oynasın…   Değiştiremeyeceğin şeylerle zaman kaybetme, Değiş! Yenilen! Öğren! Yaşa! İz Bırak!  Çünkü zaman gereksiz şeylerle vakit geçirmek için çok kısa…
Ekleme Tarihi: 02 Ağustos 2017 - Çarşamba

Erken

Erken kalkan yol alır furyasına alkış tutan cinsten bir gün bugün. Saat şuan 08:20 ben günlük işlerimin çoğunu bitirmiş çayımı yudumluyorum. Zamanın ne kadar güçlü etkili bir öğretici olduğu konusunda şüphem yok.

 

Tımar ediyor adeta hadsizliklerimizi. Zamandır aslında bizim terbiyecimiz ve arsızlıklarımızı terbiye eder yılmadan. Arsızdır insanoğlu, doymaz verilenlerle! Acele bir tavırla saldırdığımız şeyleri alır bizden zaman ve vermez. Bekletir, öğretir, bazende vazgeçtirir taptıklarımızdan. O yüzden der bilge büyükler ‘’ zaman her şeyin ilacıdır’’ diye. İlaç olur acılara haksızlıklara en çok da duygulara.

 

Zamanı en hor kullanan insanlardanım aslında. Koca bir günü bir koltuğa yapışarak savsaklayarak geçirdiğim günlerim olmuştur. En çok sevdiğim ve ruh halimi bir anda bilinmeyenlere sürükleyen tek üründür kum saatleri. Hiç kum saati izlediniz mi? Zamanın akışının simgesi olan kum saatinin akışını uzun sure takip ettiniz mi? Kum taneciklerinin yarışırcasına süzülüp akıp gidişi zamanın ne kadar hızlı aktığını işliyor adeta beynimize. İzledikçe işte bitiyor gidiyor evhamlarına kapılıyor insan.

 

Her zaman savunduğum şeydir iz bırakmak. Bu Dünya’ya geliyoruz ve uzun gibi görünse de kısa vadeli bir misafiriz ve gözümüz hep kapıda. Gideceğimiz ana odaklanmakta kıymetsizleştirir zamanı, zamanın tadına bakmaktır sürekli birşeyler için çabalamak. Hiç birşey yapamıyorsan kesinlikle ölmeden önce, asırlarca insanlara gölge olabilecek bir ağaç dik ve uğraş kendini geliştirmek uğrunda; Ufkunu açmak için oku, hmek için dokun, anlamak için acı çek , mutlu olmak için iyilik yap, bir çocuğun gözlerine bak, bir kuşu besle, denizin tuzuna bulan, toprakla kirlen, güneşle yan, yağmurla yıkan, boş bir kağıda birşeyler karala, kahveni yudumladıktan sonar gözlerini kapat derin bir nefes al, yürü, bazen koş, bazen kaldırımlara otur, sev, sevmeyi sev, segiliyi sev, yapraklardaki çiğ damlalarını sev, en önemlisi samimi ol keza bu saydıklarımın hepsini hissedebilecek yürek, samimiyet ister. Samimi olmayan herşeyi hayat geri kusar. Kendi pisliğinde boğar seni. Zaman akacak tutmaya çalışma sadece yaşa ve asla iz bırakmadan terketme bu Dünya’yı bir ağaç dik gölgesinde çocuklar oynasın…

 

Değiştiremeyeceğin şeylerle zaman kaybetme, Değiş! Yenilen! Öğren! Yaşa! İz Bırak! 

Çünkü zaman gereksiz şeylerle vakit geçirmek için çok kısa…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve lalehaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.