Sitenin sağında bir giydirme reklam
NEMS
İmran Ünal Er
Köşe Yazarı
İmran Ünal Er
 

DOST

Dostluk neydi sahi! Şimdiki menfaatleri için birbirine gülücük dağıtıp, seni talan edip, üstüne basıp geçenler mi? İyi niyetinle konuştuğun cümleleri mermi yapıp en karanlık günlerde üstüne boşaltanlar mı?  Ya da sana cici görünüp içinden her şeyi kıskanıp sana gizli yolla bilenenler mi? Nasıl da görüyorum gözüne baktıklarım da niyeti, nasıl iniyorum insanların vicdanının dibine  kadar ve nasıl hissediyorum bir yerlerinde beni paçavra gibi parçaladıklarını…   Büyümek bunu gerektirirmiş, öğrenmemiz  zaman almadı. Biz sevgiyle büyüdük. Kavga ettik ama hiç küsemedik. Küsmeyi öğretmediler bize. Cahil kaldık kötülüklere. Hiç oyun bozmamıştık  ve merhamet yuvasıydı ruhumuz... Badem ağaçlarında asılı kaldı ruhum dostlarım. Hala tam da orada ruhum sizleri bekliyor. Gelin haydi biliyorum kestiler şimdi o güzelim ağaçları olsun siz yinede gelin oraya, gelin yeter ki, gelin.  Gülperi`m Elif`im, ablam, dostlarım, kardeşlerim, arkadaşlarım haydi gelin… Hiç oyuncaklarımız olmamıştı oysa bizim ellerimizi çamura bulardık ama hiç çamurlaşmazdık. Bir gün kırılmıştık ya birbirimize bir hafta kadar iç sıkıntısıyla zaman geçmemişti. Kalp kırmak yoktu bizim kitapta sonra çıka gelmiştin Elif uyayamıyorum demiştin. Barışmıştık nasıl bir vicdandır sendeki, korkuyorum bende yok mu diye. Bir çift bakan gözsün  şimdi hayallerde.  Gülperi sanki koruma meleğiydi ya neden bu kadar iyi bu kız der kendimi dünyanın en pislik insanı hissederdim ve Gülperi kadar iyi yürekli olmak isterdim çocukluğum boyunca. Çiçek açan yanım çocukluğum yüreğimin içinde kanat çırpan minik bir serçe bir an olacakmışta uçup dönüverecekmişim  gibi o yıllara, o yollara.   İnsan oğlunun en büyük yanlışı anın tadını çıkarmamak, anın farkında olmamak doya doya yaşamamak. Hislerin en derinini solumamak ciğerlerin dibine kadar. Yılları ezip geçtikçe geride birikenlerin ne kadar güzel olduğunu anlıyor insan. Başımıza kötü bir şey geldiğinde çöreklenip kalıyoruz, yaşamıyoruz en derinden o anı. Zaten yaşamadığımız için derste alamıyoruz; ders alamadığımız için hep tökezliyoruz en ufak sorunlarda. Basacaksın en ağır zorlukların üstüne, düşeceksin, yığılacaksın bacakların titreyecek, kalbin yerinden çıkacak, dokunacaksın o ana, sarmalayıp seveceksin kötü diye adlandırdıklarını. İşte o zaman en mikro hücrelerine kadar hissedeceksin yaşadığını. Güzel anlarında da basacaksın kahkahanı ve atıvereceksin meydana mutluluğu hadsizce.  İyi kötü demeden dolduracaksın heybene anılarını. Anıların olacak yıllar sonra böyle orta yere döküp gülüp ağladığın. Zaman acımasızca savuruyor  en iyilerinizi dört bir yana. Geriye sadece anılarınız kalıyor elinizde. İyi anılar biriktirin ve gerçek dostlarınız olsun… Bir badem ağacısınız siz ömrüme kök salan, bahara çiçek açtıran, sonbahara kafa tutturan…  Asılı kaldı ruhum kuru dallarda şimdi.  Çocukluğumuz yeşil çağla tadı dilimde, damağımda, ruhumda. Unutamadım…  
Ekleme Tarihi: 26 Temmuz 2017 - Çarşamba

DOST

Dostluk neydi sahi! Şimdiki menfaatleri için birbirine gülücük dağıtıp, seni talan edip, üstüne basıp geçenler mi? İyi niyetinle konuştuğun cümleleri mermi yapıp en karanlık günlerde üstüne boşaltanlar mı?  Ya da sana cici görünüp içinden her şeyi kıskanıp sana gizli yolla bilenenler mi? Nasıl da görüyorum gözüne baktıklarım da niyeti, nasıl iniyorum insanların vicdanının dibine  kadar ve nasıl hissediyorum bir yerlerinde beni paçavra gibi parçaladıklarını…

 

Büyümek bunu gerektirirmiş, öğrenmemiz  zaman almadı. Biz sevgiyle büyüdük. Kavga ettik ama hiç küsemedik. Küsmeyi öğretmediler bize. Cahil kaldık kötülüklere. Hiç oyun bozmamıştık  ve merhamet yuvasıydı ruhumuz... Badem ağaçlarında asılı kaldı ruhum dostlarım. Hala tam da orada ruhum sizleri bekliyor. Gelin haydi biliyorum kestiler şimdi o güzelim ağaçları olsun siz yinede gelin oraya, gelin yeter ki, gelin.  Gülperi`m Elif`im, ablam, dostlarım, kardeşlerim, arkadaşlarım haydi gelin… Hiç oyuncaklarımız olmamıştı oysa bizim ellerimizi çamura bulardık ama hiç çamurlaşmazdık. Bir gün kırılmıştık ya birbirimize bir hafta kadar iç sıkıntısıyla zaman geçmemişti. Kalp kırmak yoktu bizim kitapta sonra çıka gelmiştin Elif uyayamıyorum demiştin. Barışmıştık nasıl bir vicdandır sendeki, korkuyorum bende yok mu diye. Bir çift bakan gözsün  şimdi hayallerde.  Gülperi sanki koruma meleğiydi ya neden bu kadar iyi bu kız der kendimi dünyanın en pislik insanı hissederdim ve Gülperi kadar iyi yürekli olmak isterdim çocukluğum boyunca. Çiçek açan yanım çocukluğum yüreğimin içinde kanat çırpan minik bir serçe bir an olacakmışta uçup dönüverecekmişim  gibi o yıllara, o yollara.

 

İnsan oğlunun en büyük yanlışı anın tadını çıkarmamak, anın farkında olmamak doya doya yaşamamak. Hislerin en derinini solumamak ciğerlerin dibine kadar. Yılları ezip geçtikçe geride birikenlerin ne kadar güzel olduğunu anlıyor insan. Başımıza kötü bir şey geldiğinde çöreklenip kalıyoruz, yaşamıyoruz en derinden o anı. Zaten yaşamadığımız için derste alamıyoruz; ders alamadığımız için hep tökezliyoruz en ufak sorunlarda. Basacaksın en ağır zorlukların üstüne, düşeceksin, yığılacaksın bacakların titreyecek, kalbin yerinden çıkacak, dokunacaksın o ana, sarmalayıp seveceksin kötü diye adlandırdıklarını. İşte o zaman en mikro hücrelerine kadar hissedeceksin yaşadığını. Güzel anlarında da basacaksın kahkahanı ve atıvereceksin meydana mutluluğu hadsizce.  İyi kötü demeden dolduracaksın heybene anılarını. Anıların olacak yıllar sonra böyle orta yere döküp gülüp ağladığın. Zaman acımasızca savuruyor  en iyilerinizi dört bir yana. Geriye sadece anılarınız kalıyor elinizde. İyi anılar biriktirin ve gerçek dostlarınız olsun…

Bir badem ağacısınız siz ömrüme kök salan, bahara çiçek açtıran, sonbahara kafa tutturan…

 Asılı kaldı ruhum kuru dallarda şimdi. 

Çocukluğumuz yeşil çağla tadı dilimde, damağımda, ruhumda. Unutamadım…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve lalehaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.