Sitenin sağında bir giydirme reklam
NEMS

NEVÜ’de ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’ programı düzenlendi

GÜNCEL 26.11.2018 - 13:40, Güncelleme: 01.08.2022 - 12:48
 

NEVÜ’de ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’ programı düzenlendi

NEVÜ Kültür ve Kongre Merkezinde başlayan etkinliğin açılışına; Nevşehir Baro Başkanı Av. Mustafa Necmi Öncül, Nevşehir İl Emniyet Müdürü Mehmet Artunay, İşkur Nevşehir İl Müdürü Arif Sıddık Barata, NEVÜ Genel Sekreteri Nihat Çavuşoğlu ve Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Şükrü Velioğlu, NÜKÇAM Müdürü Doç. Dr. Leyla Kahraman, sivil toplum kuruluş başkanları ve temsilcileri, üniversitenin akademik ve idari personeli, öğrenciler ile davetliler katıldı.
  NEVÜ Kültür ve Kongre Merkezinde başlayan etkinliğin açılışına; Nevşehir Baro Başkanı Av. Mustafa Necmi Öncül, Nevşehir İl Emniyet Müdürü Mehmet Artunay, İşkur Nevşehir İl Müdürü Arif Sıddık Barata, NEVÜ Genel Sekreteri Nihat Çavuşoğlu ve Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Şükrü Velioğlu, NÜKÇAM Müdürü Doç. Dr. Leyla Kahraman, sivil toplum kuruluş başkanları ve temsilcileri, üniversitenin akademik ve idari personeli, öğrenciler ile davetliler katıldı.   Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve aziz şehitler ile şiddet sonucu hayatını kaybeden tüm kadınlar için bir dakikalık saygı duruşu ve akabinde İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan etkinliğin açılış konuşmasını NÜKÇAM Müdürü Doç. Dr. Leyla Kahraman yaptı. Kahraman, “Yüzyıllardır devam etmekte olan kadınların sadece kadın olmalarından kaynaklı yaşadıkları; eşitsizlik, ayrımcılık, ezilmişlik ve yok sayılma günümüzde de ne yazık ki farklı boyut ve biçimlerde sürmekte. Ataerkil sistem toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ürünü olan kadına yönelik şiddeti meşrulaştırmakta; dil, din, ırk, statü ayrımı olmaksızın kadınlar her an her yerde şiddete, tacize ve tecavüze maruz kalmaktadırlar” dedi.   Kahraman: Huzurlu ve Özgür Bir Hayat İçin Şiddete Karşı Çıkmayı Başaralım   NÜKÇAM Müdürü Kahraman devamında, “Türkiye’de yaşayan her 2 kadından 1’i fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kalıyor. Erkekler 2010-2018 Kasım ayı arasında en az 2172 kadını öldürdü. Bunlar annemiz, kız kardeşimiz, eşimiz, arkadaşımız, komşumuz!   Ülkemizde; ‘Saçını kızıla boyatmak’, ‘Yeni elbise almak’, ‘Patates köfte yapmamak’, ‘Tuzluğu uzatmamak’ veya sadece ‘Gıcık olmak’ dahi bir kadın cinayetinin bahanesi olabildi. Cinayetlerin 60’ı evde işleniyor ve failler ise; koca, sevgili, baba, oğul, erkek kardeş, kısaca kadınların en yakınındaki erkekler. Kadınlar evlerinde de güvende değil. Hiçbir kadın sabah uyandığında ‘Bugün canım çok sıkkın gidip bir adliyeden/karakoldan koruma kararı alayım’ demiyor! Böyle bir hobi yok! Hele bu kararı alabilmek için anlatmaları gereken onca dert ve katlanmaları gereken prosedürler varken!   ‘Kadın istemezse dayak yemez, yediğine göre bir suçu vardı!’, düşüncesiyle, eril söylemler asla kabul edilemez.  Şiddetin ve şiddet uygulayanın haklı hali asla olamaz. Aşk ilişkisi için ‘Bu tür şeyler olur! Ne var büyütecek” gibi epey küçümseyici ifadeler asla kabul edilemez, şiddet normalleştirilemez. Kadınların şiddet görme ihtimali her an, her ilişkide var. Kimse sanmasın ki, sadece yoksul kadınlar dayak yiyor ve şiddet görüyor. Başka bir ifadeyle sadece yoksul erkekler şiddet uygulamıyor.  Okumuşları da, iyi bir kariyer sahibi erkekler de şiddet uygulamaya hakkı olduğunu düşünüyor ve dayak attığı için de toplumdan anlayış bekliyor. Çekinmeden, şiddet uygularken bile kadının alttan almasını ve dayağı yiyip susmasını bekliyor!   Kendini, ‘Kendine ait’ zannettiği bir kadın karşısında ‘Sahip’, ‘Sorumlu’ ve ‘Yönlendirici’ sayan, bunda kötü niyeti olmadığını, bütün bunların tamamen ‘Sevgiden’, ‘Aşktan’ olduğunu ifade eden, yakınlaştığı kişiyi anında kendi malına dönüştüren bu ataerkil zihniyet açısından asla ‘Eşit haklı ilişki’ ve ‘Sorumluluk paylaşımı’ diye bir şey yoktur.  Kendilerini çoook fedakâr ve koruyu-kollayıcılar olarak görmektedirler. Sevgi ve şiddet asla yan yana gelemez. Aşktan da, kendimiz olmaktan da, kendimizi korumaktan da vazgeçmeyeceğiz. ‘Bu iki kişilik bir süreç, buyur yalnız başına kal o zaman’ diyeceğiz. Mağdurun yanında olmayı ve kadınlar olarak kendimizi sevmeyi öğreneceğiz. Herkes de insan gibi sevmeyi öğrenecek. Adam gibi, kadın gibi, aslan, kaplan, çiçek, böcek gibi değil, insan gibi.   Şiddete başvuran suçludur. Farklı biçim ve yöntemlerle durmadan kafalarımızı duvarlara vuran, bizi yerlerde sürükleyen, tehdit eden, sonra da bütün bunların ‘Sevgiden’ olduğunu söyleyerek bizimle alay eden ya da ‘Sadece kolunu tutmuştum, pardon’ diye riyakârlık yapan her türden ‘Erkeklik ve iktidar sevdalıları’na karşı her yerde sesimizi yükseltelim. Kadınlar susmadı, susmayacak. Şiddet uygulamak hukuka aykırıdır, insan hakkı ihlalidir! Suçtur. Toplum olarak lütfen şiddete bahane aramayı, şiddeti meşrulaştırmayı ve normalleştirmeyi bırakalım. ‘Ne yapacağız peki?’ Kendimizi korumanın yollarını öğrenmek, bir büyük aşk hikâyesine yerleşmekten daha hayati. Gerisi, olduğu kadar, olmadığı da kader değil artık çok şükür. Faili her kim olursa olsun erkek şiddetini onaylamak da yüceltmek de çok tehlikeli. Şiddet kaderimiz değil.   Kadına yönelik şiddeti de, kadın cinayetlerini de, kadına yapılan her türlü haksızlığı da meşrulaştıran yani normalleştiren dili, zihniyeti asla kabul edilebilir bulmuyoruz. Biliyoruz ki, kadına yönelik şiddet toplumsal, siyasal ve hukuki sebeplere dayanırken buna karşı koymak da politiktir. Bütün uluslararası sözleşmelere, ulusal düzenleme ve kanunlara rağmen halen şiddet sürüyor ve cezasız kalıyorsa, hepimize düşen görev birlikte mücadele ve dayanışmadır. Huzurlu ve özgür bir hayat için şiddete karşı çıkmayı başaralım. Asıl mesele kendi hayatımızı, şiddet ve baskısız yaşama hakkımızı savunmaktır” diye konuştu.   Öğrencilerden Müzik Dinletisi ve Kadına Şiddete Hayır Kamu Spotu     Etkinlikte, Hijazz Gösteri ve Sanat Merkezi Trio Orkestrasının müzik dinletisi, NEVÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü ile Gülşehir Meslek Yüksekokulu öğrencileri tarafından hazırlanan ‘Kadına Şiddete Hayır’ konulu kamu spotu katılımcıların büyük beğenisini topladı.   Kadına Yönelik Şiddeti Farklı Açılardan Sorguladılar   ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’ etkinlikleri kapsamında moderatörlüğünü Gazeteci-Yazar ve Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odası Kadın Girişimciler Kurulu Başkan Yardımcısı aynı zamanda NÜKÇAM Danışma Kurulu Üyesi   Selma Küçükgül’ün yaptığı ‘Kadına Yönelik Şiddeti Farklı Açılardan Sorgulamak’ başlıklı panel düzenlendi.     Panele konuşmacı olarak katılan;  NÜKÇAM Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Fatma Gökçen Çetin ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Döngüsünde Kadına Şiddet’, Nevşehir Barosundan Av. Sema Yurtbililir Yavuz ‘Kadına Yönelik Şiddet-Hukuk İlişkisi’ ve Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürü Emniyet Amiri Serdar Demirel ‘6284 Sayılı Kanun Kapsamında Kadına Karşı Şiddet ve Nevşehir’de Mevcut Durum’ konularında katılımcılara bilgi verdi.   Soru-cevap kısmıyla devam eden panel sonunda katılımcılara ve emeği geçenlere teşekkür belgesi takdim edildi.
NEVÜ Kültür ve Kongre Merkezinde başlayan etkinliğin açılışına; Nevşehir Baro Başkanı Av. Mustafa Necmi Öncül, Nevşehir İl Emniyet Müdürü Mehmet Artunay, İşkur Nevşehir İl Müdürü Arif Sıddık Barata, NEVÜ Genel Sekreteri Nihat Çavuşoğlu ve Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Şükrü Velioğlu, NÜKÇAM Müdürü Doç. Dr. Leyla Kahraman, sivil toplum kuruluş başkanları ve temsilcileri, üniversitenin akademik ve idari personeli, öğrenciler ile davetliler katıldı.

 

NEVÜ Kültür ve Kongre Merkezinde başlayan etkinliğin açılışına; Nevşehir Baro Başkanı Av. Mustafa Necmi Öncül, Nevşehir İl Emniyet Müdürü Mehmet Artunay, İşkur Nevşehir İl Müdürü Arif Sıddık Barata, NEVÜ Genel Sekreteri Nihat Çavuşoğlu ve Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Şükrü Velioğlu, NÜKÇAM Müdürü Doç. Dr. Leyla Kahraman, sivil toplum kuruluş başkanları ve temsilcileri, üniversitenin akademik ve idari personeli, öğrenciler ile davetliler katıldı.

 

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve aziz şehitler ile şiddet sonucu hayatını kaybeden tüm kadınlar için bir dakikalık saygı duruşu ve akabinde İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan etkinliğin açılış konuşmasını NÜKÇAM Müdürü Doç. Dr. Leyla Kahraman yaptı. Kahraman, “Yüzyıllardır devam etmekte olan kadınların sadece kadın olmalarından kaynaklı yaşadıkları; eşitsizlik, ayrımcılık, ezilmişlik ve yok sayılma günümüzde de ne yazık ki farklı boyut ve biçimlerde sürmekte. Ataerkil sistem toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ürünü olan kadına yönelik şiddeti meşrulaştırmakta; dil, din, ırk, statü ayrımı olmaksızın kadınlar her an her yerde şiddete, tacize ve tecavüze maruz kalmaktadırlar” dedi.

 

Kahraman: Huzurlu ve Özgür Bir Hayat İçin Şiddete Karşı Çıkmayı Başaralım

 

NÜKÇAM Müdürü Kahraman devamında, “Türkiye’de yaşayan her 2 kadından 1’i fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kalıyor. Erkekler 2010-2018 Kasım ayı arasında en az 2172 kadını öldürdü. Bunlar annemiz, kız kardeşimiz, eşimiz, arkadaşımız, komşumuz!

 

Ülkemizde; ‘Saçını kızıla boyatmak’, ‘Yeni elbise almak’, ‘Patates köfte yapmamak’, ‘Tuzluğu uzatmamak’ veya sadece ‘Gıcık olmak’ dahi bir kadın cinayetinin bahanesi olabildi. Cinayetlerin 60’ı evde işleniyor ve failler ise; koca, sevgili, baba, oğul, erkek kardeş, kısaca kadınların en yakınındaki erkekler. Kadınlar evlerinde de güvende değil. Hiçbir kadın sabah uyandığında ‘Bugün canım çok sıkkın gidip bir adliyeden/karakoldan koruma kararı alayım’ demiyor! Böyle bir hobi yok! Hele bu kararı alabilmek için anlatmaları gereken onca dert ve katlanmaları gereken prosedürler varken!

 

‘Kadın istemezse dayak yemez, yediğine göre bir suçu vardı!’, düşüncesiyle, eril söylemler asla kabul edilemez.  Şiddetin ve şiddet uygulayanın haklı hali asla olamaz. Aşk ilişkisi için ‘Bu tür şeyler olur! Ne var büyütecek” gibi epey küçümseyici ifadeler asla kabul edilemez, şiddet normalleştirilemez. Kadınların şiddet görme ihtimali her an, her ilişkide var. Kimse sanmasın ki, sadece yoksul kadınlar dayak yiyor ve şiddet görüyor. Başka bir ifadeyle sadece yoksul erkekler şiddet uygulamıyor.  Okumuşları da, iyi bir kariyer sahibi erkekler de şiddet uygulamaya hakkı olduğunu düşünüyor ve dayak attığı için de toplumdan anlayış bekliyor. Çekinmeden, şiddet uygularken bile kadının alttan almasını ve dayağı yiyip susmasını bekliyor!

 

Kendini, ‘Kendine ait’ zannettiği bir kadın karşısında ‘Sahip’, ‘Sorumlu’ ve ‘Yönlendirici’ sayan, bunda kötü niyeti olmadığını, bütün bunların tamamen ‘Sevgiden’, ‘Aşktan’ olduğunu ifade eden, yakınlaştığı kişiyi anında kendi malına dönüştüren bu ataerkil zihniyet açısından asla ‘Eşit haklı ilişki’ ve ‘Sorumluluk paylaşımı’ diye bir şey yoktur.  Kendilerini çoook fedakâr ve koruyu-kollayıcılar olarak görmektedirler. Sevgi ve şiddet asla yan yana gelemez. Aşktan da, kendimiz olmaktan da, kendimizi korumaktan da vazgeçmeyeceğiz. ‘Bu iki kişilik bir süreç, buyur yalnız başına kal o zaman’ diyeceğiz. Mağdurun yanında olmayı ve kadınlar olarak kendimizi sevmeyi öğreneceğiz. Herkes de insan gibi sevmeyi öğrenecek. Adam gibi, kadın gibi, aslan, kaplan, çiçek, böcek gibi değil, insan gibi.

 

Şiddete başvuran suçludur. Farklı biçim ve yöntemlerle durmadan kafalarımızı duvarlara vuran, bizi yerlerde sürükleyen, tehdit eden, sonra da bütün bunların ‘Sevgiden’ olduğunu söyleyerek bizimle alay eden ya da ‘Sadece kolunu tutmuştum, pardon’ diye riyakârlık yapan her türden ‘Erkeklik ve iktidar sevdalıları’na karşı her yerde sesimizi yükseltelim. Kadınlar susmadı, susmayacak. Şiddet uygulamak hukuka aykırıdır, insan hakkı ihlalidir! Suçtur. Toplum olarak lütfen şiddete bahane aramayı, şiddeti meşrulaştırmayı ve normalleştirmeyi bırakalım. ‘Ne yapacağız peki?’ Kendimizi korumanın yollarını öğrenmek, bir büyük aşk hikâyesine yerleşmekten daha hayati. Gerisi, olduğu kadar, olmadığı da kader değil artık çok şükür. Faili her kim olursa olsun erkek şiddetini onaylamak da yüceltmek de çok tehlikeli. Şiddet kaderimiz değil.

 

Kadına yönelik şiddeti de, kadın cinayetlerini de, kadına yapılan her türlü haksızlığı da meşrulaştıran yani normalleştiren dili, zihniyeti asla kabul edilebilir bulmuyoruz. Biliyoruz ki, kadına yönelik şiddet toplumsal, siyasal ve hukuki sebeplere dayanırken buna karşı koymak da politiktir. Bütün uluslararası sözleşmelere, ulusal düzenleme ve kanunlara rağmen halen şiddet sürüyor ve cezasız kalıyorsa, hepimize düşen görev birlikte mücadele ve dayanışmadır. Huzurlu ve özgür bir hayat için şiddete karşı çıkmayı başaralım. Asıl mesele kendi hayatımızı, şiddet ve baskısız yaşama hakkımızı savunmaktır” diye konuştu.

 

Öğrencilerden Müzik Dinletisi ve Kadına Şiddete Hayır Kamu Spotu  

 

Etkinlikte, Hijazz Gösteri ve Sanat Merkezi Trio Orkestrasının müzik dinletisi, NEVÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü ile Gülşehir Meslek Yüksekokulu öğrencileri tarafından hazırlanan ‘Kadına Şiddete Hayır’ konulu kamu spotu katılımcıların büyük beğenisini topladı.

 

Kadına Yönelik Şiddeti Farklı Açılardan Sorguladılar

 

‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’ etkinlikleri kapsamında moderatörlüğünü Gazeteci-Yazar ve Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odası Kadın Girişimciler Kurulu Başkan Yardımcısı aynı zamanda NÜKÇAM Danışma Kurulu Üyesi   Selma Küçükgül’ün yaptığı ‘Kadına Yönelik Şiddeti Farklı Açılardan Sorgulamak’ başlıklı panel düzenlendi.  

 

Panele konuşmacı olarak katılan;  NÜKÇAM Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Fatma Gökçen Çetin ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Döngüsünde Kadına Şiddet’, Nevşehir Barosundan Av. Sema Yurtbililir Yavuz ‘Kadına Yönelik Şiddet-Hukuk İlişkisi’ ve Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürü Emniyet Amiri Serdar Demirel ‘6284 Sayılı Kanun Kapsamında Kadına Karşı Şiddet ve Nevşehir’de Mevcut Durum’ konularında katılımcılara bilgi verdi.

 

Soru-cevap kısmıyla devam eden panel sonunda katılımcılara ve emeği geçenlere teşekkür belgesi takdim edildi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve lalehaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.