MEHMET SAVRAN
Sitenin sağında bir giydirme reklam
NEMS
Neslihan Atmaca
Köşe Yazarı
Neslihan Atmaca
 

Kendine Hakim Olan Kazanır

    Hayatımızın bir alanında mutlaka maruz kaldığımız şeylerden biridir haksızlık. Hiç kuşku yok ki önce inanılmaz öfke yaratır. Fakat bu öfkeyi nasıl yaşayacağımız bizim elimizdedir. Öfke bizi kırıp dökmeye değil adaleti bulmaya götürmelidir her zaman. Okuduğumuz haberlerde öfkesini kontrol edemeyen insanların hem kendilerine hem başkalarına nasıl haksızlık yaptıklarına şahit olmaktayız. Aslında sebepler sonuçları meydana getirmekte; sonuçlar ise yine sebep halinde başka sonuçları belirlemektedir. Mesneviden Hikayeler adında bir kitapta okuduğum bir cümle vardı: “Öfkeyi yenmek kahramanlıktır . Sinirine hakim olup kızmayan , karşısındakinin kalbini kırmayan en büyük fatihtir . Herkes sevebilir fakat sevgisini çoğaltıp büyüten ve diğerleriyle paylaşan kimse en zengindir, en yiğittir.” Şuanda en zor şeylerden biridir kendine hakim olmak. Düşünmeden salt duygularla hareket ettiğimizde hiç şüphesiz sonu pişmanlık getiren durumları kendi elimizle oluştururuz. Hipokrat'a göre en ciddi hastalıklar, insan yüzünü değiştiren hastalıklardır. Bunların dışında da kontrol edilmeyen öfke gelir. Kişiyi kendinden geçiren öfkeden daha tehlikeli bir hastalık yoktur. Çünkü o öfke ki, insana her şeyi yaptırır. En küçük sorunu bile dağlar kadar büyük gösterir ve nice masum da öfke yüzünden zarar görür. O halde vicdanımızı asla susturmayalım. Çünkü o, en sıkışmış halimizin desteği ve çıkış yoludur. Montaigne göre, insanı en son terk eden şeydir vicdan. İnsan ölmekteyken bile vicdanıyla hesaplaşır. Hesaplaşmadan dinleyelim vicdanımızı. Öfkemize yenik düştükten sonraki halini değil kendini kontrol eden halini uyarlayalım. Hal böyleyken onu yok saymak neye yarar? Bakın ne güzel ifade etmiş Sayın Ali Gülcü: Öfkesi geçsin, unutsun diye türlü yollar arıyor insan. Ben kurda, kuşa, börtü böceğe vuruyorum mesela! Olmadı üç kilo hamsi alıp temizliyorum, bir taraftan da müzik dinliyorum tabi. Yoldan geçen arabaları sayan, markasına göre ayıran, istatistiki bilgileri saklayanlar var. Laf aramızda, bir romanın sayfalarını el yazısı ile deftere geçmek de iyi bir yöntem. Çıplak ayakla mevsime aldırmadan kumsalda yürüyenler, saatlerce suya bakanlar. Bir tenhada avazı çıktığı kadar bağıranlar, odalara kapanıp ağlayanlar. Öfkeyi yenmek, kendini yenmek demek, zor! Kendini yenince de ayrılıyorsun diğerlerinden, büyüyorsun. Susmak, susabilmek kadar güzel bir şey var mı? Hele karşındaki zıvanadan çıkmış bir halde avazı çıktığı kadar bağırıyor ve sen sakin kalabiliyorsan! Mucize değildir de nedir?
Ekleme Tarihi: 07 Temmuz 2022 - Perşembe

Kendine Hakim Olan Kazanır

 

 

Hayatımızın bir alanında mutlaka maruz kaldığımız şeylerden biridir haksızlık. Hiç kuşku yok ki önce inanılmaz öfke yaratır. Fakat bu öfkeyi nasıl yaşayacağımız bizim elimizdedir. Öfke bizi kırıp dökmeye değil adaleti bulmaya götürmelidir her zaman. Okuduğumuz haberlerde öfkesini kontrol edemeyen insanların hem kendilerine hem başkalarına nasıl haksızlık yaptıklarına şahit olmaktayız. Aslında sebepler sonuçları meydana getirmekte; sonuçlar ise yine sebep halinde başka sonuçları belirlemektedir.

Mesneviden Hikayeler adında bir kitapta okuduğum bir cümle vardı:

“Öfkeyi yenmek kahramanlıktır . Sinirine hakim olup kızmayan , karşısındakinin kalbini kırmayan en büyük fatihtir . Herkes sevebilir fakat sevgisini çoğaltıp büyüten ve diğerleriyle paylaşan kimse en zengindir, en yiğittir.” Şuanda en zor şeylerden biridir kendine hakim olmak. Düşünmeden salt duygularla hareket ettiğimizde hiç şüphesiz sonu pişmanlık getiren durumları kendi elimizle oluştururuz. Hipokrat'a göre en ciddi hastalıklar, insan yüzünü değiştiren hastalıklardır. Bunların dışında da kontrol edilmeyen öfke gelir. Kişiyi kendinden geçiren öfkeden daha tehlikeli bir hastalık yoktur. Çünkü o öfke ki, insana her şeyi yaptırır. En küçük sorunu bile dağlar kadar büyük gösterir ve nice masum da öfke yüzünden zarar görür. O halde vicdanımızı asla susturmayalım. Çünkü o, en sıkışmış halimizin desteği ve çıkış yoludur. Montaigne göre, insanı en son terk eden şeydir vicdan. İnsan ölmekteyken bile vicdanıyla hesaplaşır. Hesaplaşmadan dinleyelim vicdanımızı. Öfkemize yenik düştükten sonraki halini değil kendini kontrol eden halini uyarlayalım.

Hal böyleyken onu yok saymak neye yarar?

Bakın ne güzel ifade etmiş Sayın Ali Gülcü:

Öfkesi geçsin, unutsun diye türlü yollar arıyor insan.

Ben kurda, kuşa, börtü böceğe vuruyorum mesela! Olmadı üç kilo hamsi alıp temizliyorum, bir taraftan da müzik dinliyorum tabi.

Yoldan geçen arabaları sayan, markasına göre ayıran, istatistiki bilgileri saklayanlar var. Laf aramızda, bir romanın sayfalarını el yazısı ile deftere geçmek de iyi bir yöntem.

Çıplak ayakla mevsime aldırmadan kumsalda yürüyenler, saatlerce suya bakanlar. Bir tenhada avazı çıktığı kadar bağıranlar, odalara kapanıp ağlayanlar. Öfkeyi yenmek, kendini yenmek demek, zor!

Kendini yenince de ayrılıyorsun diğerlerinden, büyüyorsun. Susmak, susabilmek kadar güzel bir şey var mı?

Hele karşındaki zıvanadan çıkmış bir halde avazı çıktığı kadar bağırıyor ve sen sakin kalabiliyorsan!

Mucize değildir de nedir?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve lalehaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.