Brüksel’de gerçekleştirilen toplantıda söz alan Çalışkan, Avrupa Birliği’nin daha kapsayıcı, dayanışmacı ve küresel ölçekte etkin bir aktör olabilmesi için genişleme sürecinin Türkiye’nin tam üyeliğiyle tamamlanabileceğini vurguladı. Çalışkan, özellikle son dönemde sıklıkla gündeme gelen kademeli entegrasyon modeline ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, aday ülkelerin Avrupa kurumlarına erken düzeyde katılımının karşılıklı güveni ve uyumu artıracağına dikkat çekti.

Ancak bu tür düzenlemelerin tam üyeliğe alternatif olarak değil, tam üyelik yolunda birer geçiş ve köprü mekanizması olarak görülmesi gerektiğini belirten Çalışkan, “Türkiye, üyelik perspektifinin bütünlüğünü koruyarak, Birliğe aday ülkeleri yakınlaştıran entegrasyon araçlarını desteklemektedir” ifadelerini kullandı.

Konuşmasında, Türkiye’nin Avrupa kıtasının tarihi, kültürel ve jeopolitik ayrılmaz bir parçası olduğuna da vurgu yapan Çalışkan, “Türkiye’siz bir genişleme süreci hem stratejik hem de siyasal açıdan eksik kalacaktır. Avrupa’nın geleceği, kapsayıcı bir birlik anlayışıyla şekillenmelidir” dedi.

Toplantıda ayrıca, aday ülkelerin karar alma mekanizmalarına gözlemci düzeyinde dahi olsa katkı sağlamasının, Avrupa değerlerinin içselleştirilmesi açısından önemli bir fırsat sunduğuna işaret eden Emre Çalışkan, Türkiye’nin AB hedefinden vazgeçmeden reform iradesini kararlılıkla sürdürdüğünü de ifade etti.