Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Her Kesime İtirafçı Uyarısı
"KURULAN BAZI TUZAKLARI FARK ETMEKTE GEÇ KALDIĞIMIZI GÖRÜYORUM"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yargıda yaşanan bazı tuzakların fark edilmekte geç kalındığını bildirdi. Erdoğan konuşmasını şu şekilde sürdürdü:" Milletimize ve şahsıma kurulan bazı tuzakları fark etmekte zaman zaman geç kaldığımızı görüyorum. Yargıda yaşanan sıkıntılarda bunlar arasındadır. Bu sıkıntı tek taraflı ve sadece bir dönemle sınırlı değildir. Yargıyı milletin değil, belli bir örgütün emrine sokmaya çalışanlar varken, diğer tarafında da yine yargı üzerinden meşru siyasal kurumları alt etmeye çalışan bir başka vesayetçi anlayış mevcuttu. 367 garabetinden kapatma davasına kadar öyle olmadık yöntemlerle karşımıza çıkıldı ki inanın bana hukuk adına biz utandık. işte bu sorunlu dönemde FETÖ denilen şer örgütü diğer kurumlarımızla birlikte özel önem verdiği yargının içine sızmaya başlamıştır. 40 yıllık tabi bu işin geçmişi var. Biz hayatımızın hiç bir döneminde insanları peşin hükümle kategorize etmedik. Buna göre davranmadık. Türkiye'nin darbecilerle cuntacılarla vesayet odaklarıyla mücadelesi adına yargıya verdiğimiz desteği bu örgüt kendi militanlarına yol açmak için kullanmıştır. Bu durum sadece kadroların istilasına yol açmadı, aynı zamanda darbecilerle , cuntacılarla vesayet odaklarıyla yaptığımızı mücadeleye de çok büyük zararlar vermiştir."
"17 - 25 ARALIK'TA BİR DARBE GİRİŞİMİDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17- 25 Aralık Operasyonu'nun şahsi meselesi olmadığını vurguladı. Erdoğan,"Şayet bir davada tek bir masum dahi mağdur ediliyorsa orada adaletten söz edilemeyeceği açıktır. Yargının bağımsızlığına halel getirmemek için Yargıya keskin bir şekilde müdahale edemezdik, edemedik. O dönemde yargı bürokrasisi içerisinde kritik konumda bulunanların örgüt emriyle bu işleri rayından çıkardığı daha sonra ortaya çıkmıştır. Kamuoyu oluşturmaya yönelik haberlerden başlayarak kolluk güçlerinin araştırmalarına, savcıların soruşturmalarına, hakimlerin kararlarına kadar her yerde örgütün talimatları ve çıkarları esas alınmıyor muydu? Bu ülkenin yargısını iradelerini bir terör örgütüne ve onun hiyerarşisine teslim etmiş hakim ve savcılara terk edemezdik. 17- 25 Aralık Operasyonu'nu birileri ısrarla şahsi meselem olarak göstermeye çalıştı. 17 -25 Aralık Operasyonu yargıyı ele geçirmeye çalışan bu örgütün kendini inkar edilemez bir şekilde açığa çıkarmasının adıdır. Hani eskiler takke düştü kel göründü derler ya 17 25- Aralık'ta tamda böyle olmuştur. Yargı ve emniyet teşkilatındaki militanlar vasıtasıyla meşru hükümeti devirerek yönetime el koymaya çalışmanın adı anayasal düzeni yıkmaya teşebbüstür. Yani darbedir. 17 - 25 Aralık'ta bir darbe girişimidir. Elde edilen bilgiler Gezi olayları 6-8 Ekim hadiseleri gibi ülkemizi sıkıntıya sokan pek çok önemli kargaşanın büyümesinde rayından çıkmasında aynı örgütün parmağı olduğunu göstermiştir" ifadelerini kullandı.