Sitenin sağında bir giydirme reklam
NEMS

Darbeyi Ak Parti mi yaptı ?

ASAYİŞ 23.09.2016 - 21:11, Güncelleme: 01.08.2022 - 12:48
 

Darbeyi Ak Parti mi yaptı ?

Latif Şimşek yazdı..
Latif Şimşek yazdı..   Bir zamanlar FETÖ'nün kumpaslarıyla hapse girip, FETÖ ile mücadelede suskun, isteksiz ve yetersiz kalanları görünce nevrim dönüyor. Beynimin içinde soru işaretleri kocaman oluyor ve “acaba” demeye başlıyorum.     Hepsini sayamasam da aklıma ilk gelenleri, kamuoyunun yakından tanıdıklarını söyleyerek başlayım: Mehmet Haberal, listenin en başında. Tuncay Özkan Mustafa Balbay Engin Alan Sinan Aygün Kemal Kerinçsiz Bedrettin Dalan Dursun Çiçek İlhan Cihaner Hasan Iğsız     Ve daha onlarca isim. On Beş Temmuz'dan bu yana hepsi sus-pus olmuş. Dursun Çiçek, Mustafa Balbay, İlhan Cihaner, Tuncay Özkan, Engin Alan şu an milletvekili. Sinan Aygün, bir yıl öncesine kadar milletvekiliydi. Hepsinin ortak yanı, 15 Temmuz İşgal Girişimi'ni beylik laflarla yorumlamak ama Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a “Bunları başımıza siz bela ettiniz” diye amansızca saldırmak. Nerdeyse, “15 Temmuz girişimini siz yaptınız” bile diyecekler.       Ne oluyor beyler? Hepiniz biliyorsunuz ki yargıyı ve polisi nerdeyse yüzde 100 ele geçirmiş olan FETÖ yaptı size bu operasyonları. TSK'yı da nerdeyse tamamen ele geçirdiğini 15 Temmuz'da öğrendik. Erdoğan 3-4 yıldır bu çeteyle mücadele ederken siz ya da siyaset arkadaşlarınız ne yaptınız? Onların televizyonlarının, gazetelerinin önünde canlı kalkan oldunuz? Hapse atılan adamları için “özgürlük” kampanyaları başlattınız. Her gün gazetelerinde ve televizyonlarında boy gösterdiniz. Biriniz çıkıp da, “Ekrem Dumanlı'nın Diyarbakır Belediyesi'nin arka kapısında ne işi var” demediniz.     Ne oluyor Beyler? Niye susuyorsunuz? Mehmet Haberal, Tuncay Özkan, Bedrettin Dalan, Engin Alan. Sessizliğinizin sebebini bilmek bizim de hakkımız değil mi? Kaset kumpasını FETÖ'nün yaptığı artık kesinleşmiş olan Deniz Baykal hala neden korkuyor? On Beş Temmuz için iki hafta sonra ancak konuşabilmesinin, FETÖ yerine hükümeti suçlamasının ardında yatan sebep nedir? Biriniz çıkıp da sordunuz mu Baykal'a? Tamam. “Ergenekon yıllarında iktidar FETÖ'nün tezgahlarına niye direnmedi?” diye kızabilir, öfkelenebilir, hatta kin besleyebilirsiniz. Hatta bir gün elinize imkan geçerse bunun hesabını bile sormak isteyebilirsiniz. Ama FETÖ'ye karşı bu dirençsizliğiniz neden? Sınıf arkadaşım, Tuncay Özkan, neden masayı yumruklayarak, “Alçak FETÖ hesap vereceksin” diyemiyor. Bedrettin Dalan, yurt dışında geçirdiği yılların hesabını sormak için ne bekliyor? Konuşmayı çok seven Sevgili Sinan Aygün niye kabuğuna çekildin? Yıllarca omuz omuza Başkent kulislerinde gazetecilik yaptığım arkadaşım Mustafa Balbay, hükümete yüklendiğin kadar niye FETÖ'ye çakamıyorsun? FETÖ'nün, gözün gibi baktığın Cumhuriyet Gazetesi'ni adım adım nasıl ele geçirdiğini niye çıkıp açıklayamıyorsun?       Ne oluyor Beyler? Siz 2005 yılından itibaren, Ak Parti'yi ve Erdoğan'ı “gömmek” için el ele vermediniz mi? Gazete manşetleriyle hazırlanan kapatma davasını alkışlamadınız mı? Danıştay saldırısını Ak Parti'ye mal etmek için, “Alparslan Aslan Allahu Ekber diyerek saldırdı” yalanını gazetecilere açıklamadınız mı? Siz, başı örtülü diye Emine Erdoğan'ı GATA'ya sokmama küstahlığını göstermediniz mi? Siz, eşinin başı kapalı diye, Abdullah Gül'e yargısız infaz yapıp, “367 garabeti” ne şapka çıkarmadınız mı? Siz o günlerde, “Darbe yapmak için artık ne bekliyorsun?” diye Genelkurmay'a gaz vermediniz mi? Siz sayın emekli Paşalar, bu ülkenin Başkomutanı-Cumhurbaşkanı salona girdiğinde ayak ayak üstüne atıp oturmadınız mı? Ak Parti'yi ve Recep Tayyip Erdoğan'ı ortak düşman ilan etmediniz mi?       El insaf Beyler! Ak Parti'yi Fethullah Gülen'le işbirliğine siz mahkum ettiniz! Otuz yıldır, MSP'yi, Refah Partisi'ni, Fazilet Partisi'ni Saadet Partisi'ni, Ak Parti'yi iyi birilim. Hiçbirinin Fethullah Gülen ve Cemaatinden hazzetmediğini, Fethullah Gülen'in de onları “cini kadar” sevmediğini iyi bilirim. Siz hiç utanmadan, tek başına iktidar olmuş bir partiyi kapatmak için Anayasa Mahkemesi'ni ablukaya aldınız. İtiraf edin! Kuran okuyan, namaz kıldıran, konuşmasına besmele ile başlayan, İmam-Hatip mezunu bir başbakanı kabullenemediniz! “Halkın iradesi, seçim, demokrasi her şey demek değil” dediniz.       Ve hatta itiraf edin! Bir çoğunuz, çeşitli nedenlerle, ya kumpas korkusundan, ya çıkarlarınızın zarar göreceği endişesinden FETÖ'ye Ak Parti'den daha yakındınız. O çok güvendiğiniz Yekta Güngör Özden, FETÖ'nün heyetini kabul etmekle kalmıyor, bir de Genel Kurmay Başkanı'nından randevu alıyordu. Ecevit MGK toplantılarında Fethullah Gülen'i savunuyordu. Mesut Yılmaz, “Gülen'e dokunmayın Ecevit hükümeti bozar” diyordu. Çiller, Fethullah Gülen'in önerdiği isimleri bakan yapıyordu. Demirel, her hafta, başbakanla olağan görüşmesini yapar gibi Gülen'in adamlarını Çankaya Köşkü'nde ağırlıyordu.     El insaf beyler! Ak Parti uyandığında siz neden uyumaya başladınız? İşinize mi öyle geldi yoksa? Fethullahçı generaller 1982'den beri TSK'da yuvalanırken, Erdoğan'ı hizaya getirmeye çalışan paşalar kış uykusunda mıydı? İki yıldır TSK'daki Fetöcülere operasyon yapmak isteyen savcılara kimler geçit vermedi? Bir kez olsun bu savcılara omuz vermediyseniz Fetöcü olan kim? Siz mi yoksa o savcıları harekete geçiren Erdoğan mı?     Ne oluyor beyler? Bir gün FETÖ yeniden ipleri eline geçirir diye mi korkuyorsunuz? Karanlık arşivlerden, kirli kasetler, kanlı belgeler, ihanet kokan işbirlikleri çıkabilir diye çekinenler mi var? Beyler! Herkes her şeyi biliyor! Darbe gecesi Bodrum'da “Erdoğan'dan kurtulma şerefine” kadeh kaldıranları da, pavyon kapatanları da, işgali kutlamak için havai fişek atanları da ve bunların hiç birinin Fethullahçı olmadığını da herkes biliyor. Kimlerin, “Fetö'nün darbesini Erdoğan'ın iktidarına tercih ederim” dediği de duyulmadı sanmayın!     Aklınızı başınıza alın beyler! Şunu bilin ki; Fetö, Ak Parti ve Erdoğan için değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti için büyük bir tehdit. Belki beş yıl belki on yıl sonra Erdoğan da Ak Parti de olmayabilir. Eğer şimdi, FETÖ operasyonları için Erdoğan'a destek vermezseniz, inanın o zaman sizi FETÖ'den kurtaracak bir Erdoğan'ı asla bulamayacaksınız. Son bir şey; Eğer Devletin başında İmam-Hatip mezunu Recep Tayyip Erdoğan, iktidarda Ak Parti olmasaydı, FETÖ bugün Türkiye'yi işgal ettirmiş olacaktı. Çünkü dini referanslarla yola çıkan ve devletin temel mekanizmalarını ele geçirmiş Fethullah Gülen'e hiçbirinizin gücü yetmezdi. Ha bir de herkes şunun da çok iyi farkında; 15 Temmuz gecesi, tankların önünde duranlar CHP'liler değildi. Yukarda ismini saydığım ya da sayamadığım, FETÖ mağdurları da değildi (İstisnalar hariç). O gece, Ak Parti'ye karşı Fetö ile iş tutan holding patronları da yoktu. O gece, ekranlarda bir avuç gazeteci, direnişi örgütleyen bir yudum siyasetçi ve sokakları dolduran milyonlarca Ak Partili, MHP'li, BBP'li, Saadet Partili vardı. Bu partilere oy vermeyip de direnen istisnai kahramanlar beni affetsin. Ne oluyor beyler? El insaf artık!     Latif Şimşek köşe yazısı darbe 15 Temmuz Ak Parti
Latif Şimşek yazdı..

Latif Şimşek yazdı..

 

Bir zamanlar FETÖ'nün kumpaslarıyla hapse girip, FETÖ ile mücadelede suskun, isteksiz ve yetersiz kalanları görünce nevrim dönüyor. Beynimin içinde soru işaretleri kocaman oluyor ve “acaba” demeye başlıyorum.

 

 

Hepsini sayamasam da aklıma ilk gelenleri, kamuoyunun yakından tanıdıklarını söyleyerek başlayım:

Mehmet Haberal, listenin en başında.

Tuncay Özkan

Mustafa Balbay

Engin Alan

Sinan Aygün

Kemal Kerinçsiz

Bedrettin Dalan

Dursun Çiçek

İlhan Cihaner

Hasan Iğsız

 

 

Ve daha onlarca isim. On Beş Temmuz'dan bu yana hepsi sus-pus olmuş. Dursun Çiçek, Mustafa Balbay, İlhan Cihaner, Tuncay Özkan, Engin Alan şu an milletvekili. Sinan

Aygün, bir yıl öncesine kadar milletvekiliydi. Hepsinin ortak yanı, 15 Temmuz İşgal Girişimi'ni beylik laflarla yorumlamak ama Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a “Bunları

başımıza siz bela ettiniz” diye amansızca saldırmak. Nerdeyse, “15 Temmuz girişimini siz yaptınız” bile diyecekler.

 

 

 

Ne oluyor beyler?

Hepiniz biliyorsunuz ki yargıyı ve polisi nerdeyse yüzde 100 ele geçirmiş olan FETÖ yaptı size bu operasyonları. TSK'yı da nerdeyse tamamen ele geçirdiğini 15 Temmuz'da

öğrendik. Erdoğan 3-4 yıldır bu çeteyle mücadele ederken siz ya da siyaset arkadaşlarınız ne yaptınız? Onların televizyonlarının, gazetelerinin önünde canlı kalkan oldunuz?

Hapse atılan adamları için “özgürlük” kampanyaları başlattınız. Her gün gazetelerinde ve televizyonlarında boy gösterdiniz. Biriniz çıkıp da, “Ekrem Dumanlı'nın Diyarbakır

Belediyesi'nin arka kapısında ne işi var” demediniz.

 

 

Ne oluyor Beyler?

Niye susuyorsunuz? Mehmet Haberal, Tuncay Özkan, Bedrettin Dalan, Engin Alan. Sessizliğinizin sebebini bilmek bizim de hakkımız değil mi?

Kaset kumpasını FETÖ'nün yaptığı artık kesinleşmiş olan Deniz Baykal hala neden korkuyor? On Beş Temmuz için iki hafta sonra ancak konuşabilmesinin, FETÖ yerine hükümeti

suçlamasının ardında yatan sebep nedir? Biriniz çıkıp da sordunuz mu Baykal'a?

Tamam.

“Ergenekon yıllarında iktidar FETÖ'nün tezgahlarına niye direnmedi?” diye kızabilir, öfkelenebilir, hatta kin besleyebilirsiniz. Hatta bir gün elinize imkan geçerse bunun hesabını

bile sormak isteyebilirsiniz. Ama FETÖ'ye karşı bu dirençsizliğiniz neden?

Sınıf arkadaşım, Tuncay Özkan, neden masayı yumruklayarak, “Alçak FETÖ hesap vereceksin” diyemiyor. Bedrettin Dalan, yurt dışında geçirdiği yılların hesabını sormak için ne bekliyor? Konuşmayı çok seven Sevgili Sinan Aygün niye kabuğuna çekildin? Yıllarca omuz omuza Başkent kulislerinde gazetecilik yaptığım arkadaşım Mustafa Balbay,

hükümete yüklendiğin kadar niye FETÖ'ye çakamıyorsun? FETÖ'nün, gözün gibi baktığın Cumhuriyet Gazetesi'ni adım adım nasıl ele geçirdiğini niye çıkıp açıklayamıyorsun?

 

 

 

Ne oluyor Beyler?

Siz 2005 yılından itibaren, Ak Parti'yi ve Erdoğan'ı “gömmek” için el ele vermediniz mi? Gazete manşetleriyle hazırlanan kapatma davasını alkışlamadınız mı? Danıştay saldırısını

Ak Parti'ye mal etmek için, “Alparslan Aslan Allahu Ekber diyerek saldırdı” yalanını gazetecilere açıklamadınız mı? Siz, başı örtülü diye Emine Erdoğan'ı GATA'ya sokmama

küstahlığını göstermediniz mi?

Siz, eşinin başı kapalı diye, Abdullah Gül'e yargısız infaz yapıp, “367 garabeti” ne şapka çıkarmadınız mı? Siz o günlerde, “Darbe yapmak için artık ne bekliyorsun?” diye

Genelkurmay'a gaz vermediniz mi? Siz sayın emekli Paşalar, bu ülkenin Başkomutanı-Cumhurbaşkanı salona girdiğinde ayak ayak üstüne atıp oturmadınız mı? Ak Parti'yi ve

Recep Tayyip Erdoğan'ı ortak düşman ilan etmediniz mi?

 

 

 

El insaf Beyler!

Ak Parti'yi Fethullah Gülen'le işbirliğine siz mahkum ettiniz!

Otuz yıldır, MSP'yi, Refah Partisi'ni, Fazilet Partisi'ni Saadet Partisi'ni, Ak Parti'yi iyi birilim. Hiçbirinin Fethullah Gülen ve Cemaatinden hazzetmediğini, Fethullah Gülen'in de

onları “cini kadar” sevmediğini iyi bilirim. Siz hiç utanmadan, tek başına iktidar olmuş bir partiyi kapatmak için Anayasa Mahkemesi'ni ablukaya aldınız.

İtiraf edin! Kuran okuyan, namaz kıldıran, konuşmasına besmele ile başlayan, İmam-Hatip mezunu bir başbakanı kabullenemediniz! “Halkın iradesi, seçim, demokrasi her şey

demek değil” dediniz.

 

 

 

Ve hatta itiraf edin!

Bir çoğunuz, çeşitli nedenlerle, ya kumpas korkusundan, ya çıkarlarınızın zarar göreceği endişesinden FETÖ'ye Ak Parti'den daha yakındınız. O çok güvendiğiniz Yekta Güngör

Özden, FETÖ'nün heyetini kabul etmekle kalmıyor, bir de Genel Kurmay Başkanı'nından randevu alıyordu. Ecevit MGK toplantılarında Fethullah Gülen'i savunuyordu. Mesut

Yılmaz, “Gülen'e dokunmayın Ecevit hükümeti bozar” diyordu. Çiller, Fethullah Gülen'in önerdiği isimleri bakan yapıyordu. Demirel, her hafta, başbakanla olağan görüşmesini

yapar gibi Gülen'in adamlarını Çankaya Köşkü'nde ağırlıyordu.

 

 

El insaf beyler!

Ak Parti uyandığında siz neden uyumaya başladınız? İşinize mi öyle geldi yoksa?

Fethullahçı generaller 1982'den beri TSK'da yuvalanırken, Erdoğan'ı hizaya getirmeye çalışan paşalar kış uykusunda mıydı? İki yıldır TSK'daki Fetöcülere operasyon yapmak

isteyen savcılara kimler geçit vermedi? Bir kez olsun bu savcılara omuz vermediyseniz Fetöcü olan kim? Siz mi yoksa o savcıları harekete geçiren Erdoğan mı?

 

 

Ne oluyor beyler?

Bir gün FETÖ yeniden ipleri eline geçirir diye mi korkuyorsunuz?

Karanlık arşivlerden, kirli kasetler, kanlı belgeler, ihanet kokan işbirlikleri çıkabilir diye çekinenler mi var?

Beyler! Herkes her şeyi biliyor! Darbe gecesi Bodrum'da “Erdoğan'dan kurtulma şerefine” kadeh kaldıranları da, pavyon kapatanları da, işgali kutlamak için havai fişek atanları da

ve bunların hiç birinin Fethullahçı olmadığını da herkes biliyor. Kimlerin, “Fetö'nün darbesini Erdoğan'ın iktidarına tercih ederim” dediği de duyulmadı sanmayın!

 

 

Aklınızı başınıza alın beyler!

Şunu bilin ki; Fetö, Ak Parti ve Erdoğan için değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti için büyük bir tehdit. Belki beş yıl belki on yıl sonra Erdoğan da Ak Parti de olmayabilir. Eğer şimdi,

FETÖ operasyonları için Erdoğan'a destek vermezseniz, inanın o zaman sizi FETÖ'den kurtaracak bir Erdoğan'ı asla bulamayacaksınız.

Son bir şey; Eğer Devletin başında İmam-Hatip mezunu Recep Tayyip Erdoğan, iktidarda Ak Parti olmasaydı, FETÖ bugün Türkiye'yi işgal ettirmiş olacaktı. Çünkü dini

referanslarla yola çıkan ve devletin temel mekanizmalarını ele geçirmiş Fethullah Gülen'e hiçbirinizin gücü yetmezdi.

Ha bir de herkes şunun da çok iyi farkında; 15 Temmuz gecesi, tankların önünde duranlar CHP'liler değildi. Yukarda ismini saydığım ya da sayamadığım, FETÖ mağdurları da

değildi (İstisnalar hariç). O gece, Ak Parti'ye karşı Fetö ile iş tutan holding patronları da yoktu. O gece, ekranlarda bir avuç gazeteci, direnişi örgütleyen bir yudum siyasetçi ve

sokakları dolduran milyonlarca Ak Partili, MHP'li, BBP'li, Saadet Partili vardı. Bu partilere oy vermeyip de direnen istisnai kahramanlar beni affetsin.

Ne oluyor beyler?

El insaf artık!

 

 

Latif Şimşek köşe yazısı darbe 15 Temmuz Ak Parti

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve lalehaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.